3 Aralık 2013 Salı

NİHANLI NAĞMELER



Ay ışığından odama vuran kitleler halinde ışık huzmeleri çarşafımı aydınlatırken,senin mahremiyetime fütursuzca dalan hayallerin soyutlaşmış idelerden farksız kalıyor.

Gökkubbede nihanlı nağmeler seyrini değiştirirken bulutların,mavinin beyazla imtihanı müthiş bir görsel şölenle ciğerlerime konukluk ediyor.Parçalanan soluklarım gözlerimin camını buğulandırırken,her nefeste içimden akışının umuduyla dört bir yandan kuşatılmış durumdayım.İçimdesin biliyorum,hem de en derinimde.Tam bu sırada yüzümü yalayan korkunun keskin kokusuyla doğruluyorum.Kutsadığım aşkın beni bu denli avlaması ve ağına tıkaması kulaklarımı parçalayacak kadar yankı yaratıyor zihnimde.Takındığı bu ucube tavırlar aslında körelmiş ve satılmış bir duygunun tavrından çok,varlığını yoka satan bir süreç içinde gelişmiş olan duygunun tavırları.
Bir insan ne kadar umursamaz olabilirdi ki ? Ya da ne denli vurdumduymaz ?




Ana rahminin karanlığı ve bilinmez yolculuğu sırasında kabuslarımla dövüşürken terden sırılsıklamım.Pare pare dağılıyor cesaretim,kolumu kaldıramıyorum.İçimden onlarca sen fışkıracak ama fırsat yaratamıyorum.Karanlığın o binbir tonu içerisinde en muazzam olanında yatıya kalıyorum bu gece,kalbimle.
Düşyaşlarıma bel bağlayıp kalbimden damlayan umutlara mendil uzatan şarkılara ve yaralarıma merhem olan kağıtlara teşekkür ediyorum.
Ah kara gecem,beyaz çarşafım
Saklı aşkım.
Kalemim,kağıdım,ilhamım..
Dumanımla keyfimin derin sohbetine sessiz kalarak eşlik etmek istiyorum.Beni var eden sizsiniz,siz ve sizin 'o' eseriniz ..


1 yorum:

  1. Hislerinizi içinizden geldiği gibi kendinizce ifade etmişsiniz. Düşüncelerizi yalın olarak süsten ve gösterişten uzak aktarmışsınız. Yazılarınızı okurken temalarımızın benzerliği dikkatimi çekti.

    YanıtlaSil