20 Kasım 2013 Çarşamba

SEN HATTI


Düşlerimde sınırsız bir korku barınırken,kanın o ölüm kokusu vız geliyordu ağıtlarıma
Pare pare demlenen aşkın sıvısı mürekkep niyetine damlıyordu kağıtlarıma ...

Ne zaman seni düşünsem ruhumun enkazı sükunetle dalaşır
Ne zaman bir çift görsem yarılır dilim damağım,aşka susarım.

Yüreğimde dalgalanan iflas bayrağına,gecenin muazzam karasına bir parça yıldız kadar renk katabilseydi,umut bağlayabilseydi eğer,şafağa temiz bir sayfa açacaktı bu beden.Ancak talihsizlik budur ki,egemen olduğu topraklarımı kanla sulamayı tercih etmişti.Kışın acı fidan veriyor ülkemde,yazın vaveyla.

Bulanıklaşan bakış açımdan görüyorum.Saçlarımı yolan bir yel var.Çırpınırken azgın sularda,her dalganın kayaya çarpışındayım,hisset.Hisset ! Ey ruhu ruhsuzların esirinde tıkalı,hisset !




Alnımdan şakaklarıma doğru bir ''sen hattı'' geçiyor,zelzeleler yaratıyor çehremde.Gözlerimi kısıyor hasarların,çatlaklarında bir ''sen ışığı''..Gülen yüzüme düşen bir ''sen perdesi'',arafta sıkışmış ben,tane tane süzülüyor derinden.

Beraber yürüdüğümüz caddelerin,gittiğimiz tiyatroların,izlediğimiz filmlerin suretine yapışık bir ''sen kesiti''.Çek kopar kendini,bırak artık bu bedeni..Duy ! Kulaklarına yapışsın artık çığlıklarımın sükuneti ! İşe yaramalı bunca vakit ağıt,düşyaşı ..

Kalemimin gönlünden iki damla sen düştün yine,ağır yaralı,yoğun bakımlık.
Fazla ileri gitmiş olacak ki bu kaza,aynı alanda başımda yar'dan kask olmayınca yar'alanmışım.




1 yorum: