21 Ağustos 2013 Çarşamba

YALNIZ ÖLECEĞİZ

Gecenin tenhalığı bile tıklım tıklım ruhuma merhem olamıyor.İçime sanki denizin ortasında yapayalnız kalmış bir kaya gibi oturan şeyler var.Sırılsıklam duygular...Göz yaşlarıyla filizlenen.Geceleri temizlediğim ama sabahları tekrar üzerime bulanan zehirler.Telaşından,varlığını bile unuttuğum zaman...

Yelkovan hep bir öncekine inat hızlandırır hayatı.Ben körü körüne razıyken 'imkansızlık'ların varlığına,o hep densiz bakışlarını fırlatır bana.Yaralarcasına,eskitircesine.İnandığım ve uğruna tüm benliğimi koyduğum yaşamın her zerresi tokat gibi çarpar yüzüme o çirkef gerçeklerini.Tırnaklarımı kökünden söker gibi acıtır o kendimi bildiğim,anladığım dakikalar.Olmamalıyım,yapmamalıyım,kırmamalıyım.Kaybetmeyeyim derken kaybolmaktan usanıyorum.Tüm bıkkınlıkların en yıldızlısı bu benim için.

Kendi ellerimden göz göre göre kaçırdığım değerlerin varlığı her geçen gün birer kist gibi batıyor ciğerlerime.Tutmayı başarabildiklerimse avuntu ya da gerçeklerden kaçış mı her neyse o.Kendimle en çok buluştuğum anlar en çok üzüldüğüm anlar oluyor.Ve gerçekten insan mutluysa yanında birileri de oluyor, mutluluk paylaştıkça çoğalıyor.Ama hüzün öyle değil.Üzüldüğümüzde ya da yasa boğulduğumuzda hep tek başınayızdır.Dizlerimizi çekeriz göğsümüze çenemizle birleşir.Hep o bilindik kafa sallamaları.Fikirler,hayaller,konuşmalar önce dans eder birer kuğu gibi ardından vahşi hayatına döner savaşır birer hayvan gibi.Ne denli inanılır ne denli takılmaz bu gerçekler bilemiyorum ama yaralıyor işte ya yaralıyor.

Olmasını istemediklerimiz başımıza gelmezse sanki yaşanılabilirliği kalmıyor bu dünyanın.İlla ki çelme takmak zorunda ayak bileklerimize.Hep o bilindik ders,acı olmadan o tacı giyemezsin.Dizlerimizi kanatması küçükken iyiydi ama olgunlaşınca aldığımız her darbe yüreğimize işliyor.Çığlıklarımız içimizdeki okyanuslara gömülüp patlayacağımız anı bekliyor.Bir omuz ya da sıcak bir ten bulunca boşaltıyoruz içimizdekileri.Huzurun o yumuşak kollarına yastık niyetine sarılıp derin bir mutluluk uykusu çekiyoruz.Sürekli bir içimize atma,biriktirme halleri.Olabildiğince doludizgin yaşamak varken şu kelebek ömrünü hep sıkıntılarla,sahteliklerle dizayn ediyoruz.Çünkü düzen bu.Çünkü hepimiz YALNIZ ÖLECEĞİZ.Sımsıcak iki el tutmayacak o zaman,hayallerimiz direk olacak bize.

Çünkü dünya biz doğduğumuzda bir palyaçoydu,sonra Gargamel oldu son olarak da Testere'liğini yapmak zorunda..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder