25 Ekim 2013 Cuma

BİR BEN - 2


Nefesim ve bozulan ritmi geceyi yıllara dökerken yüreğimden süzülen saf,katıksız göz yaşlarım benliğimin ormanını tekrar ve tekrar sulamakta.Bu ormanda geceleri ay yerine 'sen' doğar,gündüzlerin güneşe ihtiyacı yok.İklim daima ılıman,göğün tılsımı başımın üzerinde.Yollar var olmak istediğim yerlere çıkıyor,bunu biliyorum ama bir sonraki  uykumdan uyanmak istediğim nokta bana fersah fersah mesafeler varmışçasına ulaşılmaz görünüyor.Kayboluyorum.Bi müddet sonra sağ ve sol omzuma oturmuş suretlerim çıkıyor karşıma.Silkelendikçe arttıklarını anlıyor ve vazgeçiyorum.Ardından başlıyoruz günü,ömrü ikiye bölmeye.



Bir ben var diyor solumdaki,boynu bükük,gözü yaşlı,duman gibi uçup gidecek olan,bir ben var diyor sağımdaki her ayrılığa başkaldıran.
Bir ben var diyor solumdaki,susuz kalmış yaprak gibi kuruyan,bir ben var diyor sağımdaki,her yelden güç olarak ayağa kalkan.

Donuk ve anlamsız bakışlarımın tuzla buz olduğu anda,kendime geldiğimi hissettiren rüzgarın uğultusu sohbetime eşlik ediyor.Hafif soğumaya mı başlıyor bu orman nedir ? Korkuyorum.

Bir ben var diyor solumdaki,sessizliklerin kölesi olmuş,bir ben var diyor sağımdaki çığlıkları yolundan alı koymuş.
Bir ben var diyor solumdaki,bilekleri ince,bir ben var diyor sağımdaki,ağlar bastığı yerler titrercesine.

Tüm dünyamın tezatlıklar üzerine kurulduğunu bilmek ne büyük kayıp.Herkesi gibi kayıtsız yaşar bir yanım ama diğer yanım kaygıların esirinde.Yıpranıyorum.

Bir ben var diyor solumdaki,düşünceleri yaptıklarıyla savaşta,bir ben var diyor sağımdaki dinamik ve her şeyiyle ayakta.

Bir ben var ki geçmişe tükürüp geleceği kucaklayan ve bir ben var ki aslında her rüyada adını sayıklayan ...

Ve bugün mavinin dinginliği,dingillerin şuursuzluğuna tanık.Benimse kanatlanmama.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder