4 Eylül 2014 Perşembe

BİR DAHA ASLA SEVMEYECEĞİM

00.58   .  O hala yok  .

Gözlerime kızmıyor değilim şu sıralar,yaşlarını yere saçmaya bu kadar meyilli oldukları için.Kendisiyle uyuyup uyanmış,kaburgalarımın arasında o titremeyi hissettiğim çocuğa elbette kızacaklardı.Uykusuzluğa,kafeine ve nikotine tepkiydi belki de kim bilir.Yer çekimine meydan okuyamadığı her halükarda belliydi işte.

Bir telaşla karıştırıyorum çekmecemi.Kapıma dayanan bu krizin başka türlü çözümü mümkün değildi.Elime geçen ilk kağıtta doğum tarihinin yazması hayatın şakaklarıma sıktığı binlerce kurşundan bir tanesi olarak işledi beynime.Dizlerimin bağının gevşemesi mi desem,göz kapaklarımı,gözlerimi içime kaçıracak kadar  sıkmam mı desem..
O sırada avcumda trilyon defa büktüğüm kağıdın ters yüzüne bir tarih atıyorum.

'' Bir daha asla sevmeyeceğim''

Söylemesi zor,icraatı meşakkatli.Sahiden bu kadar kolay mı birini sevmek ? Sonra..Vazgeçmek ?  Uzun zamandır kanayan satırlarımı sorgulamıyordum.İyi oldu bu yıkılış.

01.11   .  O hala yok  .

Dudaklarıma kızmıyor değilim şu sıralar,gülücüklerle kıvranışlarını görmek isteyen sıfatlara ateş püskürdüğü için.Öpücükleriyle can bulmuş,içini şefkatle ısıtmış çocuğa elbette kızacaklardı.Artık sevmeyeceğine,kimseyi öpmeyeceğine karar vermiş olduklarındandır belki de kim bilir.İstediğini alana kadar durumun değişmeyeceği her halükarda belliydi işte.

Gecenin bi vakti telefonun titremesine sıkıldı bu kez canı,dudaklarımın.Bıkkınlıkla daireler çizerken suratımda,gözlerimin tanıklık ettiği gerçeği iki kez yoklayıp aralanıyor,dişlerim.Sahiden de beklentilerin olmayışı gözlerimi kızdırıyordu.Kızarıyordu.Kirpiklerim süs niyetine mi oradaydı !? Müdahale etmeyişine sinirleniyorum bu kez.Aksi,somurtkan,inatçı tavrımı yatağa bulaştırarak yastığımı cırmalıyorum.
Ah diyorum,ne var yani şimdi yanımda olsan-yanında olsam.
Bir dilek ne kadar hayal olabilirdi ki ?
Çocukluğumun en büyük hatırası..
Uçukluğum.
Affet.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder